Geçmiş Sergiler

Başka Bir Kıyamet Mümkün

1 Ekim - 11 Ekim 2021

Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan bir seçki
KÜRATÖR: LEYLA ÜNSAL

Geçmişi 90’lı yıllara dayanan; fotoğraf başta olmak üzere, video, yerleştirme, yeni medya, neon-LED gibi özellikle dijital tekniklerle üretilmiş yapıtlara ev sahipliği yapan Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu bu yıl da özel bir seçki ile 212 Photography Istanbul sergiler programında yer alıyor.
 
Türkiye’nin ilk Uluslararası Kurumsal Çağdaş Sanat Koleksiyonları Birliği (IACCCA) üyesi olma ayrıcalığını taşıyan Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun da temsil ettiği, çağdaş sanat sahnesinin önemli isimlerini bir araya getiren, Leyla Ünsal küratörlüğünde gerçekleşen Başka Bir Kıyamet Mümkün başlıklı sergi; insanın doğa, tarih ve yaşam ile yeniden ilişkilenmesinin olasılıklarını tartışmaya açıyor.

İnsanların yerkürede bir arada ve diğer türlerle birlikte yaşamayı başaramamış olması sonucu yaşanan felaketleri doğal afet olarak adlandırmak ne kadar doğru? Belki de can çekişen, yıkılan ve yanan bizzat uygarlığın kendisidir. Bilim insanları dünyada, türümüzün varlığının artık geri döndürülemez bir yıkım sürecine girildiğinden emin. Bu bilgiye sahip olan ayrıcalıklı bir azınlık şimdiden gezegeni terk etmenin yollarını arıyor, elbette yeniden tüketecek kaynaklar bulmak adına. Fakat bu fetihçi düşüncenin tam tersi yöne doğru zarifçe yürüyen, yaşamdan ve yerleşmekten bahseden başkaları da var. Onlara göre bu an itibariyle aldığımız her soluk, canlı ve cansız tüm varlıklara olan borcumuzla anlamlandığı sürece “başka bir kıyamet mümkün!”

Kahraman vari bir kurtuluş vaadi taşımayan bir iyileşme fikri sanatta, bilimde, felsefede dünyanın pek çok noktasında, aynı anda filizleniyor. Çocukların dilinde, köylülerin dilinde, sanatçıların dilinde çoğalıyor bu çağrı. Felaketlerin açtığı yaralardan sızan ve sosyal medyanın araçlarıyla yerküreyi dolaşan bu ortaklaşma arzusunu hissetmek için biraz yavaşlamak yeterli. İnsanın doğa ile, tarih ile, yaşam ile yeniden ilişkilenmesinin olasılıkları belki de şimdi, son bir kez ve acilen tartışılıyor.

Türün bedeni tüm maddiliğiyle kırılganlığı deneyimledi. İnsan kendi ölümlülüğünü, üstelik kolektif biçimde hatırladı. Bireyin kendini gerçekleştirmek adına canlı ve cansız her şeye savaş açtığı seferin sonunda, diğerkâmlığın, merhametin, inceliğin hayatta kalmak için gereken en güçlü nitelikler olduğunu konuşur olduk. Hayvanların ve bitkilerin bilgeliklerine kulak kabartıyor, inşaat gürültüsünden sağır olmuş kulaklarla bir şeyler duymaya çalışıyoruz. Zehirlediğimiz toprağa ve suya sanki ilk kez şefkatle dokunuyoruz. Mitler, ritüeller, tinsellik bir başka geçmişten geri çağırıyor insanı. İşte tüm bunları gördükçe sanatçılar geliyor aklımıza. Çağının şamanı, bilgesi, felsefecisi, mucidi, şifacısı olmuş sanatçılar; zihin, beden ve vicdan arasında gündelik çıkarlarla bağ kurmayı reddetmiş olanlar; geçmişsiz ve ütopyasız kalmış bir dünyanın ihtiyaç duyduğu hassasiyeti, şimdi ve burada nasıl duyumsayacağımıza dair meditasyonda onlara her zaman olduğundan daha çok ihtiyacımız var.

Sanatçılar: Alejandro Almanza Pereda, Axel Hütte, Brigitte Kowanz, Boomoon, Christopher Dahlhausen, David Parker, Edward Burtynsky, Eelco Brand, John Gerard, Lynn Davis, Michael Kenna, Niko Luoma, Olaf Otto Becker, Sebastião Salgado, Wang Sishun, Serkan Taycan.

Sayfayı Paylaş