Blog

Karanlığın ışığında, söz kararıyla seçilenler

27 Ocak 2021 Çrş

Sarkis’in Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nda yer alan, 2010 tarihli Karanlığın Işığı isimli neon yazı-resim-heykeli, bünyesinde bağımlılık, bağımsızlık, bağışıklık, ardışıklık ve adanmışlığı buluşturan, ısrarcı bir ışık saçıyor.

EVRİM ALTUĞ
evrimaltug@gmail.com

Sarkis, hemen tüm yapıtlarına (b)ulaşan, adeta dostu Joseph Beuys’un ruhunu hissettiren o şifacı, mistik, eylemci tutumunu, bu küçük harfli, el yazısını anıştıran Türkçe iki kelimeyle sürdürüyor.

Sanatçının ölümlü hayata, bir Japon haiku’sunun metanet ve yoğunluğunu şırınga ettiği bu beyaz ışık, ifade gücünü ve dürüstlüğünü, tam da kendisini kuşatan baskın ve derin karanlıktan alıyor.

Yazı, ancak kendisini dilbilgisel olarak sökebilenin içine bıraktığı platonik anlamla aydınlanıyor; o meyânda beyaz bir hipnotizma yayıyor.

Karanlığın Işığı’nda kim bekleniyor?

Karanlığın Işığı’ndan bir şey beklemeye ne hakkımız var?

Karanlığın Işığı’na, sözlerimiz ve gözlerimiz ne vakit, hangi koşullarda “alışıyor” da onu bir dil gibi sökerek, tanıyarak anlamaya başlıyor?

Onun karşısında durmak, karşısına çıkma cüretinde olmak, yüzleşme ve anımsama ısrarına bir niyet ortaklığı mı, yoksa bir çilekeşlik yoldaşlığı mı?

Sarkis, Karanlığın Işığı, 2010.
Neon, 23 x 60 cm.

Karanlığın Işığı, ona bakanın (Narkissos’u hatırlayalım) belleğindeki bencillik kuyusuna atılmış taşın oluşturduğu harelerin şiddetini, azaltıyor mu, artırıyor mu?

İzleyici - eyleyici olarak karşısında olmak durumunda bırakıldığımız Karanlığın Işığı, bize kendi tarihsel aydınlığından bakıyor; bizi karanlıktan kurtardıkça, saçtığı farkındalıkla mahcup ve kör bırakıyor.

Belki Karanlığın Işığı ile, resmî belleğin bürokratik, sızıldanan, morg vakurluğundaki beyazlığına atıfta bulunurken, her birimizin kefaletini ödüyor Sarkis. Varlığın envanterini iki kelimeye indirgeyerek, karanlığın küf(r)ünü ebediyen defediyor. Klasik yapıtının girişinde “Dünya şeylerden değil, olgulardan oluşur,” diyen Ludwig Wittgenstein 1 da, aynı fikre meylediyor gibi. Sanki: “Üzerinde konuşulamayan hakkında, susmak gerekiyor.

Işıktan değil, bizzat unutkanlığın o yakan, nice koca yangına gebe kömür karanlığından medet uman bir yüzleşme hamlesi, Karanlığın Işığı. İzleyicisinden, yine birçok Sarkis işine sinen türden bir örtüklük ve mahremlik haline dair, kolektif bir sırdaşlık, bir farkındalık talebinde bulunuyor.

Başka gözler ne seçer, bilmiyorum. Ancak Karanlığın Işığı, her defasında Sebat Apartmanı önünden, bir Ocak öğleden sonrası, cennete kanat çırpan o tedirgin güvercini aklıma, yüreğime getiriyor.

1- Wittgenstein, L. (2013). Tractatus logico-philosophicus, (Çeviri: Oruç Aruoba) İstanbul: Metis.

 

YAZAR HAKKINDA
Evrim Altuğ
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema - Televizyon Bölümü ve İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sahne ve Gösteri Sanatları Bölümü’nde (burslu olarak) bir süre eğitim aldı; aynı üniversitede Tasarım Kültürü ve Yönetimi Sertifika Programı’na katıldı. 2003’te yeniden faaliyete açılan Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Birliği - AICA Türkiye’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. Derneğin Türkiye biriminde iki dönem boyunca başkanlık görevini üstlenen ve halen yönetim kurulu üyesi olan Altuğ,  halen Art Unlimited, Gazete Duvar, Hürriyet Kitap-Sanat ve Arkas News gibi basılı ve dijital mecralarda kültür - sanat gazeteciliğini sürdürüyor. Açık Radyo'da Yolgeçen programına Rahmi Öğdül ile devam eden, SAHA derneğinin konuk yazar programına 2019’da seçilen Altuğ, yine Açık Radyo’da, İlksen Mavituna editörlüğündeki Açık Dergi kapsamında da kültür - sanat gazeteciliğini sürdürüyor.  Altuğ ayrıca, son dönemde de Zilberman Galeri'nin Istanbul direktörlüğünü üstlenmiş bulunuyor.

Sayfayı Paylaş